Türkiye’de, 2 milyona yakın geçici koruma altında yabancı uyruklu çocuk yaşamaktadır. Ağustos 2016 tarihli UNICEF verilerine göre Suriyeli öğrencilerin tahmini rakamı 1.500.000’dir. Üstelik Türkiye, yalnızca Suriyeli çocuklara değil, Irak ve Afganistan gibi ülkelerden gelen çocuklara da ev sahipliği yapmaktadır. Bu kesimdeki çocukların sayısının da 200.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Verilen rakamlar, insani gerçeklikten yalıtılmış salt veriler olarak düşünüldüğünde dahi ortaya olağanüstü bir büyüklük ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, yetişkinler hesaba katılmaksızın, Türkiye’nin misafir ettiği yabancı uyruklu çocukların tahmini sayıları, dünyada 80’in üzerinde ülkenin toplam nüfusundan daha büyüktür. Gerek Suriye’de ve adı geçen diğer ülkelerde yaşanan insani dramın ve gerekse Türkiye’nin üstlendiği sorumluluğunun büyüklüğünün açıklıkla anlaşılabilmesi açısından bu karşılaştırma önemlidir.

Türkiye’nin yabancı uyruklu çocuklar konusunda üstlendiği sorumluluk, yalnızca büyük değil aynı zamanda karmaşıktır da. Yetişkinler için yeterli sayılabilecek düzenlemeler, çocuklar için hem hukuki hem de insani açıdan yeterli olmayabilmektcdir. Onların, yetişkinlerden daha fazla ve daha “özel” bakım ve ilgi biçimlerine ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla barınma, beslenme gibi temel insani ihtiyaçların yanı sıra, eğitim, psikolojik destek, meslek edindirme, uyum gibi konularda da destek görmeye ihtiyaçları vardır.

Aşağıdaki diyagramda, Türkiye’nin sözü edilen sorumluluğun ilişkili olduğu birkaç değişken görülmektedir:

suriyeli-cocuklarin-egitimi

Başlıktaki soru esasında “yaşadığımız dünyanın” betimlenmesiyle ilişkili bir sorudur. Dünya, farklı açılardan farklı biçimlerde tanımlanabilir. Zorunlu göç ve çocuklara etkisi perspektifinden bakıldığında, bu tanımı yine rakamlar aracılığıyla yapmak bir nesnellik ölçütü olabilir. Aşağıdaki verileri inceleyiniz.

Türkiye’ye zorunlu göç eden yabancı uyruklu çocuklar “nasıl” bir bütünün parçasıdırlar?

Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (BMMYK) kayıtlarına göre;

  • 2014’de her gün ortalama 42.500 kişi yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır.
  • Son 4 yılda savaşlardan kaçan kişilerin sayısı 4 kat artmıştır.
  • Dünya genelinde savaşlardan ve diğer insan hakları ihlallerinden kaçanla­rın sayısı 60.000.000’u aşmış durumdadır.
  • Dünya genelinde mülteci sayısı 20.000.000’u aşmıştır.
  • 2014 yılı verilerine göre mültecilerin %51’i çocuktur.
  • Dünya genelindeki mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin %86’sı gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.

İç savaş ya da insanları zorunlu göçe zorlayan diğer nedenler, yalnızca Türkiye’nin sınır komşularında yaşanmamakta, dünyanın pek çok ülkesinde de görülmektedir. Türkiye’de yaşayan yabancı uyruklu çocuklar, esasında kendilerinden bağımsız olarak büyüyen küresel problemler yumağının birer mağdurudurlar. Dünyaya ilişkin yukarıdaki genel tablo, Türkiye ve komşularını ele alacak şekilde daraltıldığında, yine benzer bir durum ortaya çıkmaktadır. Aşağıdaki veriler sadece Suriye’ye ve Irak’a ilişkindir:

  • Suriye’de 13,5 milyon insan, temel insani yardıma ihtiyaç duymaktadır.
  • Tahminen 11 milyon Suriyeli yerinden edilmiştir.
  • 4,8 milyon kişi ülkeden kaçmıştır.
  • 6,6 milyon kişi şiddet nedeniyle ülke içinde yer değiştirmiştir.
  • Irak’ta 1,3 milyon çocuk ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalmıştır.

Dünyada yoğun bir sığınmacı sorununun yaşandığı ve son beş yılda bu sorunun Türkiye ve yakın çevresinde yoğunlaştığı görülmektedir. Türkiye, bu insani so­runla doğrudan doğruya yüzleşen ülkelerden biridir. Türkiye, bu konuda “açık kapı politikası’’ uygulamaktadır. Bununla birlikte, Bakanlar Kurulu, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca 22 Ekim 2014’te geçici korumaya ilişkin bir yönetmelik yayımlamış­tır. Yönetmelikle Türkiye’ye sığınan Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen sığınmacıların statüsü, “Geçici Koruma’’ adı altında resmileştirilmiştir. Geçici koruma yönetmeliği “geçici korumayı” ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma olarak tanımlamaktadır. Türkiye, bu sorunun en yoğun yaşandığı ülke olarak belirmektedir. Çocuklara ilişkin verilerin kabarıklığı ise Türkiye’ye daha fazla insani sorumluluk yüklemektedir.

suriyeli-cocuklara-turkce-ogretimi

Suriyeli çocukların eğitimi için neler yapılmaktadır ?

Suriyeli çocukların eğitimi için Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünce “Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı” oluşturulmuştur. 2016 yılı itibariyle Suriyeli çocukların eğitimi, iki farklı yolla sağlanmaktadır. İlki, Türk vatandaşlarının devam ettiği okullarda Türkçe müfredat ve eğitim diliyle eğitim gören çocuklardır. Bu çocukların sayısı, 153.000’dır. İkinci yol ise, kurulan Geçici Eğitim Merkezlerinde kendi dilleriyle öğrenim gören Suriyeli çocuklardır. Bu gruptakilerin sayısı ise 325.000’dir. 2016-2017 Eğitim Öğretim yılından itibaren, İlk, orta ve lise düzeyinde okula başlayacak olan yabancı uyruklu öğrencilerin 1., 5. ve 9. sınıflara kayıtları Geçici Eğitim Merkezleri yerine Türk okullarına yapılmaya başlanmıştır.

Türkiye, yüklendiği bu sorumluluk konusunda uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır. Örneğin, eğitim konusunda UNICEF ile işbirliği sonucunda çeşitli girişimler gerçekleştirilmiştir. Bu girişimler UNICEF’in 2015 yılında yayınladığı “Türkiye’deki Suriyeli Çocuklar” başlıklı raporda aşağıdaki gibi açıklanmıştır:

  • Eğitim sisteminin Suriyeli çocukların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verecek şekilde güçlendirilmesi için 9 İl eylem Planının (IFP) uygulanmasında Milli Eğitim Bakanlığı’na teknik destek sağlanmıştır. 4 yeni plan başlatılmıştır ve 6 tanesi de başlatılmak üzeredir.
  • Suriyeli öğrencilerin Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak, derslerindeki notlarını ve okula devam durumlarını izlemek ve mezuniyet belgelerini düzenlemek için Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemine (YÖBİS) teknik ve fînansal destek sağlanmıştır.
  • 103 okul ve Geçici Eğitim Merkezi (GEM) inşa edilmiş ya da yeniden donatılmıştır.
  • Kamplarda ve kamp dışında 7.600’den fazla Suriyeli gönüllü öğretmene aylık teşvikler sağlanmıştır.
  • Kamplarda bulunan 1.300’dcn fazla öğrenciye Türkçe dil kursu verilmiş­tir.
  • 2.850 öğretmene “Olağanüstü Durumlarda Sürdürülebilir Eğitim” eğitimleri verilmiştir.
  • Kamplarda ve kamp dışında görev yapan 6.700 Suriyeli öğretmene psiko-sosyal destek eğitimi verilmiştir
  • Suriyeli ve Türkiyeli olmak üzere 220.000’den fazla çocuğa okul çantası ve kırtasiye malzemesi dağıtılmıştır.
  • Okuma yazmaya destek amacıyla kamplarda 21 kütüphane kurulmuştur.
  • Okul öncesi eğitim kurumlarına ve tüm kamplardaki çocuk dostu mekân­lara 50 erken dönem çocuk gelişimi (EÇG) seti sağlanmıştır.
  • Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile oluşturulan Pictes Projesi kapsamında 23 öncelikli ilde Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur.

Türkiye, yabana uyruklu öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bir gelecek planlaması yapmıştır. Bu planlama, özellikle dil öğretimi, okul yapımı, ve hem Suriyeli hem de Türk öğretmenlerin yeterliliklerinin geliştirilmesi gibi konuları içermektedir.

Kaynak: Sınıfında Yabancı Öğrenci Bulunan Öğretmenler İçin El Kitabı, Meb, 2017

Not: Suriyeli çocukların ülkemizdeki eğitim durumları ve olanakları ile ilgili Seta tarafından hazırlanan “Türkiye’deki Suriyeli Çocukların Eğitimi” başlıklı araştırma raporunu ve Eğitim-Bir Sen tarafından yayınlanan “Türkiye’de Suriyeli Çocukların Eğitimi: Güçlükler ve Öneriler” raporunu aşağıdan inceleyebilirsiniz. Bu alanda araştırma ve çalışma yapıyorsanız işinize yarayacaktır.

Yazar

Araştırıp incelemeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve bu öğrenme deneyimimi bloğumda okuyucularla paylaşmayı seviyorum.

4 Yorumlar

  1. Cem GÜLTEKİN Yanıtla

    Çok güzel ve yararlı bir site oluşturmuşsunuz,emeğiniz için teşekkürler.

  2. Merhaba. Verdiginiz faydali bilgiler icin tesekkur ederim. Bir sorum olacak :Tömer’den aldığımız sertifika ile, su an sizin çalıştığınız projede (Suriyeli cocuklara Türkçe ogretimi) calisabilir miyim? Formasyon sahibi olmak şartı aranıyor mu?

    • Merhaba,
      Tömer sertifikası ile projenin bir bağlantısı yok. Projede görev almak için proje merkez yönetiminin belirlediği şartlar var. Sınıf öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği bölümlerinden mezun olmak ve Kpss+mülakat puanı gibi çeşitli şartlar aranıyor. Şu an için öğretici alımı yok fakat duyuruları takip etmek için projenin web sayfası olan pictes.meb.gov.tr adresini takip edebilirsiniz.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.