Yabancılara Türkçenin öğretimi konusunda yazılan ilk kitap, Kâşgarlı Mahmut’un Divan ü Lugati’t- Türk‘üdür. Kâşgarlı Mahmut bu kitabı Araplara Türkçe öğretmek üzere 1072 yılında yazmış ve kitabın önsözünde Araplara, Türklerin büyük bir ulus olduğunu, Türkçeyi öğrenmelerinin ve Türklerle iyi geçinmelerinin kendilerine pek çok yarar sağlayacağını belirtmiştir. XI. yüzyıl (Karahanlı) Türkçesiyle yazılan bu yapıtta Türkçe deyim ve atasözlerine yer verilmiş, Türkçe ses, biçim ve anlam açısından incelenmiş, Türkçenin sözvarlığı üzerinde durulmuş, Türkler hakkında önemli bilgiler verilmiştir. Türkçenin XI. yüzyıldaki durumu ve tarihi gelişimini izleyebilmemiz açısından bu yapıt son derece büyük bir önem taşımaktadır.

XI. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar olan dönemde Türkçenin yabancılara öğretimi konusunda yazılan eserlerden henüz elimize geçen yoktur. Bu alanda önemli bir başka çalışma olmasını da bekleyemeyiz. Çünkü Kâşgarlı Mahmut’tan sonra Türk dilcileri bu konuya gerekli önemi vermemiş, aksine Arapça ve Farsçayı Türklere öğretmek için pek çok çaba harcamışlardır.

XIII. yüzyıldan sonra Farsça edebiyat ve yazışma dili, Arapça da din ve bilim dili ol-maya başlamıştır. Bu durum Türklük konusunda duyarlı olan bazı devlet ve bilim adamlarını rahatsız etmiştir. Karamanoğulları’nın önderi Mehmet Bey 1177’de Konya’yı Selçuklulardan almış ve burada Farsça’nın resmi devlet dili olarak kullanıldığını görünce 15 Mayıs 1277’de şu fermanı yayınlamıştır:

“Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır. “

Ne yazık ki, Mehmet Bey birkaç gün sonra şehit olmuş ve Türkçe yine ikinci plana düşmüştür. XIV. yüzyılda aydın geçinen kesimlerde Türkçe konuşmak ve yazmak ayıp, Arapça ve Farsça konuşup yazmak hüner olarak görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde Kırşehirli Âşık Paşa (1271-1332) bu durumdan şöyle yakınmıştır:

Türk diline kimsene bakmaz idi,
Türklere hergiz gönül akmaz idi,
Türk dahi bilmez idi bu dilleri,
İnce yolı ol ulu menzilleri.

Âşık Paşa’nın bu yakınmaları bir yarar sağlamadı. XV. yüzyılda Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki egemenliği daha da çok arttı. Bu dönemde divan şairi Mesihî bu konuda duygularını şu şekilde dile getirmektedir:

Mesihi gökten insen sana yer yok,
Yüri var gel Arabdan ya Acemden,

XV. yüzyılın ikinci yarısında ünlü Çağatay şairi Ali Şir Nevai de bu duruma tepki göstererek Muhakemetü’l-Lûgateyn adlı eserini yazdı. Adından da anlaşıldığı gibi, iki dilin karşılaştırmasının yapıldığı bu eserde Ali Şir Nevai Türkçenin, Farsçadan daha üstün bir dil olduğunu savunarak şöyle demiştir:

“Türk’ün bilgisiz zavallı gençleri güzel sanarak Farsça şiir yazmaya özeniyorlar; bir insan geniş ve iyi düşünse Türkçe’de böylesine genişlikler, zenginlikler durup dururken bu dilde şiir söylemenin daha yerinde, daha kolay olacağını anlar… Ana dilimin üzerinde düşünmeye koyuldum. Türkçe’nin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin evrenden daha yüksek bir evren göründü…”

Ali Şir Nevai bu yapıtta aynı zamanda Türkçe’nin kavram zenginliğini de ortaya koymuştur. XV. ve XVI. yüzyıllarda Edirneli Nazmi ve Tatavlalı Mahremi, adlı iki divan şairi Türki-i Basit akımının başlatmış ancak, bütün bu çabalar sonuçsuz kalmış Arapça ve Farsça XX. yüzyılın başlangıcına kadar Türkçe üzerindeki egemenliğini sürdürmüştür.

Kâşgarlı Mahmut’tan sonra 1850 yılına kadar yabancılara Türkçe öğretmek için Türk yazarlar tarafından hazırlanan bir yapıta henüz rastlanmamıştır. Ortalama sekiz yüzyıllık bir aradan sonra J.P. Sinan “Alphabet turc suivi d’une methode” adlı kitabını 1850’de İstanbul’da yayınlamıştır. Bu yapıtı, aynı yüzyılda aşağıda adlan belirtilen yapıtlar izlemiştir:

Giizeloglu, E., Dialogues fraqais-turcs, Pre’ce’dts d’une vocabulaire,
Constantinople, 1852
Sinan, J.P., Abrigt de Grammaire Turque, 1st. 1854
Fuad Efendi-Cevdet Efendi, Grammatik der osmanischen Sprache, Deutsch
bearbeited von H. Kellgren, Helsinki, 1855
Mehmet Mihri, Kitabü’t-tuhfetü’l-Abbmiyetü’l Medreset el aliyetü’t-tevfikiye,
Mısır, 1884
Mehmet Ruhi, Conversazione in Lingua Turca elkaliona, 1st. 1893

Buna karşın Türkçeyi yabancılara öğretmek üzere yabancı yazarlar tarafından hazırlanan yapıtların, Türk yazarlar tarafından hazırlanan yapıtlardan çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu yapıtlardan ilki 1612 yılında H. Megiser tarafından yazılan ve “Institııtionum lingua turcicae, libri quator” adıyla Leipzig’de yayımlanan yapıttır. H. Megiser Türkçe’nin ilk grameri olarak bilinen bu yapıtında Türkçe deyim ve atasözlerinden de bazı örnekler vermiştir.
Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi konusunda Türk ve yabancı yazarlar tarafından yazılan yapıtların yüzyıllara göre dağılım çizelgesini aşağıdaki biçimde verebiliriz :

yabancilara-turkce-ogretimi-tarihi

Görülüyor ki, Türkçenin yabancı dil olarak önemi XVII. yüzyıldan sonra artmış ve XX. yüzyılda en üst düzeye ulaşmıştır. Ancak bu konuda üzücü olan tablo yabancı bilim adamları ve yazarların Türkçe hakkında daha çok araştırma yapmaları ve kitap yazmalarıdır.

Türk dilcilerinin Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi konusuna önem vermediklerini, bunun yerine eski dönemlerde Arapça ve Farsçayı, Tanzimat döneminden (1860) sonra da Fransızca, İngilizce ve Almanca gibi batı kaynaklı dilleri öğrenmeye çaba gösterdiklerini görüyoruz. Ancak bu Türkçenin Türk dilcileri tarafından tamamen ihmal edildiği anlamına gelmez. Yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla olmasa da Türkçe konusundaki araştırmaların geçmişi oldukça eskilere dayanmaktadır. Bu çalışmalardan önemli görülen bazılarının adlarını burada anmak gerekir. Çünkü yabancılara Türkçe öğretimi konusunda yazılan kitaplar da büyük bir olasılıkla bu kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır.

1530 yılında Bergamalı Kadri Efendi’nin yazdığı Müyessiretü’l – Ulum adlı dilbilgisi kitabı, adından söz edilmesi gereken ilk önemli yapıttır. Bu yapıtı Mehmet ve Ahmet Cevdet Paşalar’ın ortaklaşa yazdıkları şu yapıtlar izler:

Medhal-i Kavaid, İstanbul, 1851
Kavaid-i Osmaniye, İstanbul, 1865
Tertib-i Cedid Kavaid-i Osmaniye, İstanbul, 1895
Kavaid-i Türkiye, İstanbul, 1875

Bu yapıtlardan sonra Türk dilbilgisi konusunda XIX. yüzyılda on yedi, XX. yüzyılda ise yaklaşık 33 kitap yazılmıştır. Bu yapıtların içinde en çok söz etmemiz gereken yapıtlardan biri de Şemsettin Sami’nin Nev Usul Sarf-ı Türkî (1892) adlı kitabıdır. Şemsettin Sami Kâmus-i Türkî adlı bir de sözlük yazmış ve Lisân adlı kitabında ise dilbilimin ne olduğunu açıklamış, insan dilinin sesleri, dilin doğuşu, dil tipleri, dilin gelişmesi gibi konuları incelemiştir

Türkçe dilbilgisi kitapları konusunda mutlaka Jean Deny’i anmak gerekir. Çünkü bugünkü Türkçe dilbilgisi kitaplarının temel olarak Jean Deny’in 1920 yılında Paris’te yayınladığı Grammaire de Langue Turque adlı yapıtını esas aldığı söylenebilir. Bu bakımdan Jean Deny Türkçeye emek veren ünlü dil bilginleri arasında önemli bir yere sahiptir.

Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi konusunda tüm kaynaklara henüz erişilememiştir. Bu konuda Ömer Demircan tarafından yayınlanan kaynakça da tam değildir. Tarafımızdan yapılan araştırmalar sonucu bu çalışmaya girmeyen iki yüz civarında kitap saptanmıştır. Bu kitaplar, yayınlandıkları yüzyıla, basıldıkları yerlere, yazar adlarına ve yazıldıktan dillere göre ayn ayrı sınıflandırılmışlardır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi konusundaki kitapları yazıldıkları dillere göre sınıfladığımızda ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır:

turkce-ogretimi-tarihi-gelişimi

Bu çizelgede görüldüğü üzere Türkçe’nin yabancılara öğretimi konusunda yazılan kitapların büyük bir çoğunluğu Almanca yazılmıştır. Bu da bize Almanların bu konuya öteki ülkelerden daha çok önem verdiğini ve tarih boyunca Türkiye ve Almanya arasındaki kültür ilişkilerinin yoğun olduğunu göstermektedir.

Kaynakça: 

Hengirmen, Mehmet. Türkçe’nin Yabancı Dil Olarak Öğretimi. Ankara Üniversitesi Tömer Dil Dergisi. Sayı 10. ( Mayıs 1993).

Yazar

Araştırıp incelemeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve bu öğrenme deneyimimi bloğumda okuyucularla paylaşmayı seviyorum.

1 Yorum

  1. Yine önemli bir konuya deginmissiniz Gürkan Hocam. Okuduk bilgilendik, bilgi tazeledik.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.