Sosyal medya, sosyal medyada kullanılan dil ve saygı kavramı üzerine bir blog yazısı yazmak uzun zamandır istediğim bir şeydi. Sosyal medyayı seven ve etkin kullanan bir birey olarak geçmişe nazaran günümüzde artık sosyal medya ve oradaki insancıkların müthiş bir yozlaşı çöküşü içerisinde olduklarını görünce böyle bir yazı yazmak istedim.

sosyal-medya-karikatur

Sosyal medya gün geçtikçe gelişen, geliştikçe faydalandığımız faydalarıyla birlikte ise bir takım zararlarına da maruz kaldığımız bir platform halini aldı. Sevincimizi, üzüntümüzü, dertlerimizi ve nice insani duygularımızı başkalarına anlatmak yerine 140 karaktere sığdırmaya, Tumblr’da anonim bloglar açarak, Wattpad’da anonim yazılar yazarak anlatmaya başladık. Facebook’a değinmiyorum bile. Yazının başında da ifade ettiğim üzere sosyal medyayı seven ve etkin kullanan bir insanım. Hemen her platformu keşfetmeye, özelliklerini öğrenmeye çalışıyorum ama geldiğimiz noktada ülkemizde bir sosyal medya foseptiği oluşmaya başladı. Benim yazıyı yazarken amacım sosyal medyanın yok ettiği kültürel ve manevi hayatımızdan ziyade sosyal medya dili ve sosyal medya kullanıcılarının birbirlerine karşı olan tutumları. Dolayısı ile yazının bundan sonraki kısmı bu konulardan ibaret olacak.

sosyal-medya-dili-ve-saygi

Yukarıda yer alan ve çok beğendiğim karikatür tam da bu yazıda bahsi geçen ve geçecek düşüncelerimin çizime dökülmüş hali gibi. Sosyal medya gelişip yaygınlaştıkça ne yazık ki ülkemizde sosyal nefret de buna bağlı olarak yaygınlaşmaya başladı. Farklı fikirleri savunan insanlar birbirlerinin ne dediğini dinlemeden birbirlerini ötekileştirmeye başlıyor ve birbirlerine hayasızca hakaretler ediyorlar. Bu bir tek sosyal medya platformunda olan bir şey değil üstelik. Twitter, Facebook, İnstagram gibi platformların yanında Google Play ve App Store gibi uygulama mağazalarında dahi birbirine ve uygulama geliştiricilerine  küfür eden amaçsız bir nesil yetişiyor. Peki insanlar neden birbirlerine hakaret etmeyi seçiyor ? Bana soracak olursanız bunun en büyük sebebi insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışmaları. Sosyal medyada herkes her konuda uzman, biliminsanı ve akademisyenmiş gibi beyanatlar veriyor. Hal böyle olunca da kulaktan dolma bilgilerinin tükendiği yerde insanlar birbirlerine saygı duymak yerine birbirlerine hakaret etmeye başlıyorlar. Bunu yapan sadece az tahsilli insanlar olsa bir nebze anlayış göstereceğim fakat politikacısından, akademisyenine, öğretmeninden, doktoruna herkes sosyal medyada hakaret etmeyi bir hak bellemiş durumda.

sosyal-medya-hakaret

Kendisiyle aynı fikri taşımayan insanlara hakaret etmeyi ödev belleyen kesimin yanında bir diğer kesim ise sosyal medyada Türkçe’yi katleden iki üç basit cümle bile kurmaktan aciz insanlar. Sosyal medyanın kendine has bir dili olmasına karşı değilim basit şeyler için klavyede kolaya kaçarak bazı simge, ifade ve karakterleri kullanmakta beis görmüyorum ama iş dilsel meselelere gelince insanın sövesi geliyor. Merhaba yerine “mrb” selam yerine “slm” gibi kısaltmalara alıştık fakat Allah’a emanet ol yerine “aeo” görüşürüz yerine “grşrz” yazmak ya da Demet Akalın gibi Türkçe yazamamak da neyin nesi anlayamadım gitti ? Geçtiğimiz günlerde sol bek oyuncusunu Galatasaray’a satan Karabükspor başkanının basına verdiği bir demeç durumun vahim bir özeti aslında: “Sosyal medyadan oyuncunun bonservisinin ucuz olduğunu söyleyip hakaret eden bir taraftarı telefonla aradım 12 yaşında bir çocuk çıktı.” Gerçekten yeni nesil küfür etmeyi, Türkçe’yi katletmeyi adeta kendine ödev edinmiş durumda.

Peki bu sorunları ülke olarak nasıl aşacağız ? Bence kesinlikle ortaokuldan itibaren müfredatlarda doğru ve etkili sosyal medya kullanımına yönelik dersler ve kazanımlar yer almalı. Çocuklara küçük yaşlarda bu konu öğretilmeli ki ilerde sorunlar yaşanmasın. Ayrıca sadece kullanan olmak yerine bir şeyler üreten bir gençlik yetiştirmekte ülkemizin temel ideallerinden birisi olmalı. Bu yüzden yine işlevini yitirmiş bilgisayar dersleri yerine kodlama dersleri müfredatta kendisine yer bulabilir. Bu konuda en büyük iş ise yine öğretmenlere düşüyor ve ne yazık ki meslektaşlarımın pek çoğu da sosyal medyayı çok kötü kullanıyor. Öğrencilerden gelen arkadaşlık isteklerini kabul edip özel hayatlarında yaptıkları kötü örnek teşkil edebilecek davranışları onların görmesini sağlamak, öğrencilerin velilerinden izin almaksızın sosyal medyada fotoğraflarını paylaşmak gibi yanlışların yanında beni en çok sinirlendiren ise öğretmen olan kişilerin doğru Türkçe kullanmıyor oluşu. Gerekirse bu konuda öğretmenlere dahi eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Umarım ilerde bir gün bizim gençlerimiz de uygulama geliştiricilere küfür etmek yerine bir uygulama geliştirebilecek kadar donanımlı insanlar olabilirler. Bu konu hakkındaki düşüncelerinizi yorum formu aracılığı ile iletebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşçakalın.

Yazar

Araştırıp incelemeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve bu öğrenme deneyimimi bloğumda okuyucularla paylaşmayı seviyorum.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.