Üniversite tercihleri yapan/yapacak olan ve Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümlerini tercih edecek olan arkadaşlar için deneyimlerim ve üniversite yıllarımda ve mezun olduktan sonra yaşadıklarımdan yola çıkarak yeni bir yazı hazırlamaya karar verdim. Bu yazıyı yazma sebebim ise yukarıda zikrettiğim bölümleri tercih edecek arkadaşların doğru ve etkili tercih yapmalarını sağlamak ve hayatlarının geri kalan dönemlerinde pişmanlık yaşamalarına engel olmaktır.

Öncelikle Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih etmek isteyen adayların iki seçeneği var: Ya eğitim fakültelerini ya da fen edebiyat fakültelerini tercih edecekler. Türk Dili ve Edebiyatında zirveye oynayan ve kaliteli eğitim veren üniversiteler ise: İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi. Bu üniversiteler bu branşta zirve üniversitelerdir. Tercih yaparken okul rehber öğretmeninizden ilgili bölüm/üniversitelerin taban ve tavan puanlarını edinebilirsiniz, bu yazıda amacımız tercihe müdahale etmekten ziyade Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin halen tercih edilebilir olup olmadığı. Bu noktada 5 yıl eğitim fakültesi okumuş ve yeni mezun bir birey olarak (bizden sonra 4 yıla indi) şu şartlarda Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kesinlikle okumaya değer bir bölüm olarak hiçbir öğrenciye tavsiye etmeyeceğimi açık bir şekilde beyan etmem gerekir. Elbette önerimi gerekçeleri ile birlikte sizlere izah edeceğim. Türk Dili ve edebiyatı bölümünü neden tercih edilebilir bir bölüm olarak görmüyorum ?

  • Okuması hem keyifli hem yorucu bir bölüm ve üniversitede siz derslerle boğuşurken arkadaşlarınız “On dönüm bostan yan gel yat Osman” modundalar. Üniversiteden üniversiteye değişir elbette durum fakat Dokuz Eylül Üniversitesi’ni tercih edecek arkadaşlar bu önerimi dikkate alsınlar.
  • Hali hazırda Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerini tercih eden arkadaşların %98’i öğretmen olmak amacı ile bu bölümleri tercih ediyor ve şu an ataması yapılmayan 50 bine yakın işsiz Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni mevcut. Yani bu bölümü şu saatten sonra tercih etmek beyhude bir çabadan ibaret. 2010 yılında üniversiteye girmiş bir birey olarak bunu söylüyorum.
  • Bu işin erbabı ve asıl öğretmen yetiştirme misyonunu üstlenen eğitim fakülteleri dururken herkese sınırsız formasyon veren siyasiler yüzünden asıl işi akademisyen yetiştirmek olan fen-edebiyat fakülteleri ve mezunları para ile formasyon alıyor. Kısacası üniversite sınavına çok çalışıp öyle muhteşem puanlar almanıza gerek yok çünkü burası Türkiye. Daha sonra “Demagojik formasyon” isimli yazımla bu formasyon saçmalığına ayrıca değineceğim.
  • Kitapları, okumayı, yazmayı seviyorum deyip “Ben sözelciyim başka bölüm mü var yaa” diyerek edebiyat tercih edecek arkadaşlara şimdiden sakın böyle bir hata yapmayın diyorum. Sözel puan türlerinde özel sektörde kendinizi geliştirip çok güzel işler yapabilirsiniz. Edebiyatta sınırlı alanda çalışma yetkinliğine sahip bireyler oluyorsunuz.
  • Anlık değişen ve bakanlara göre yön değiştiren eğitim politikaları nedeni ile geleceği karanlık olan bölümlerin başında Türk Dili ve Edebiyatı gelmekte. 2016 Ekim atamasın atanan öğretmen sayısı yalnızca “287”. Aday ise: 50 bin.

Buraya kadar olan kısım neden tercih etmemeniz hususunda size bir hayli fikir vermiştir diye düşünüyorum. Tablo doğrusunu söylemek gerekirse bir hayli karamsar. Ben de yeni mezunum ve şu an Kpss ile uğraşıyorum ve bu durum çok can sıkıcı. Ertelenmiş hayatlar, boşa giden yıllar, onlarca emek ve üstüne kpss+mülakat ve sözleşmeli öğretmenlik saçmalığı. Akademisyen olmak istiyorsanız ve ideallariniz varsa elbette bu bölümü tercih etmenizde hiçbir sakınca yok. Fakat bu işi meslek olarak yapmayı düşünüyorsanız harcadığınız yıllara üzülür hatta küfredersiniz. Açıköğretim mezunlarına dahi formasyon verilen bir düzenden çok fazla umut beklemek Polyannacılık olur diye düşünüyorum. Lütfen bu yazıyı referans alın ve kararınızı gözden geçirin. Dost acı söyler misali. Yaşadıklarımdan ve deneyimlerimden yola çıkarak bu yazıyı yazma gereği duydum. Umarım her şey gönlünüzce olur.

Yazar

Araştırıp incelemeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve bu öğrenme deneyimimi bloğumda okuyucularla paylaşmayı seviyorum.

4 Yorumlar

  1. Merhaba Gürkan bey
    31 yaşındayım bu yıl hazırlanıp türk dili edebiyatı alanında lisans eğitimi almak istiyorum amacım bu alanda akademik kariyer yapmak hali hazirda üniversite mezunuyum fakat edebiyatı çok sevdiğim icin iş hayatimda da hasır neşir olmanın yolunu arıyorum sizce bu macera bu yaşıma çok mu gelir saygılar.

  2. Uğur Bey merhaba,

    Açıkçası öğrenmenin ve okumanın yaşı olmadığını düşünen birisiyim. Fakat gerçekçi olmak gerekirse Türk Dili ve edebiyatı alanında yeni mezun gençler bile işsizken (kendi işlerini yapamıyorken) ve akademik kadroların doluluk-kadro oranı bu denli sıkıntılıyken bu alanda akademik kariyer hedeflemek bana pek mantıklı gelmiyor açıkçası.

    Aynı zamanda okuması meşakkatli bir bölüm ve bu bölümde ciddi zaman-emek gerektiren çalışmalar yapmanız gerekmekte. Yine de bu ideallerinizden biriyse ben de dahil kimseyi dinlemeyin derim 🙂

  3. Teşekkürler sizi dinleyip sizde dahil kimseyi dinlemeden edebiyat egitimine dahil olmak bu alanda çok akademik olmasa da Türk dilinin ve bu dildeki edebiyat hazinesinin uluslarlar arası dil ve edebiyat kültür alanındaki yerini göstermek gelistirmek parlatmak niyetindeyim hayırlısı bakalım 🙂 dua ve güzel temennizlerinizden eksik etmeyin
    Saygılar

  4. Ben teşekkür ederim. İdeallerinizi tercih etmiş olmanız çok güzel. Umarım bu yolda başarılı olursunuz. Edebiyat hem zevkli hem de yorucu bir bölümdür. Şimdiden başarılar ve bol şans diliyorum size.

Yanıtla Ugur Cancel Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.